Seçimlere iki haftadan az bir süre kaldı. 15 Mart için geri sayım başladı. Seçim kampanyaları özellikle televizyon ve radyo tartışma programlarıyla hızlandı. Genelde parti liderlerinin katıldığı canlı yayın rodayo ve televizyon programlarına ilgi her zaman olduğu gibi yüksek. Böyle bir seçim kampanyası Hollanda siyasetinin artık geneksel bir metodu oldu. Geçtiğimiz Cuma günü Radio 1 ve Pazar akşamı RTL televizyonunda yapılan, parti liderlerinin canlı yayında katıldığı tartışma programları, Hollanda gündeminde konuşulmaya devam ediliyor. Amsterdam’daki Rode Hoed Tartışma Merkezi’nde yapılan RTL televizyon programına, 5 siyasi parti lideri (CDA’dan Sybrand Buma, D66’dan Alexander Pechtold, Yeşil Sol’dan Jesse Klaver , Sosyalist Parti’den Emile Roemer ve PvdA’dan Lodewijk Asscher ) katıldı. Programa Başbakan Rutte ve ırkçı Wilders’in katılmaması dikkat çekerken, liderler tartışması olarak duyurulan programın adı da ‘Rode Hoed Tartışmaları’ olarak değiştirildi.
Şimdi, gelin birlikte seçim kampanyalarında ele alınan konulara kısaca bir göz atalım.
Kimlik tartışması…
Seçim kampanyalarında çok sıkça rastlanan ‘kimlik’ tartışması, televizyondaki programda beklenildiği gibi gündeme gelmedi. Bunun sebebinin, programa katılan partilerden dördünün sol düşünceye sahip olmaları olarak yorumlandı. Buna rağmen, CDA lideri Buma, kimlik konusunda ciddi ve sert önlemlerin alınmasını söyledi. Örneğin, burka yasağının devam etmesine ve güvenlik hizmetlerinin arttırılmasına dikkat çekti. Buma, insanların korku içinde olduğunu, siyasetçilerden norm ve değerlerin korunmasını beklediklerini söyledi. Buna karşılık Yeşil Sol partisi lideri Klaver iser, Buma’nın sert önlemlerinin gereksiz olduğunu savundu.
İslam Hollanda için tehdit mi?
Tartışmanın en önemli konusu ise İslam ve Hollanda’daki Müslümanlardı. Liderler, ‘İslam Hollanda kimliği için bir tehtidtir’ varsayımına, genel olarak hem fikir olmadıklarını belirttiler. PvdA lideri Lodewijk Asscher, Hollanda Temsilciler Meclisi Başkanı Khadija Arib ve Rotterdam Belediye Başkanı Achmed Eboutaleb’i ‘başarılı Müslümanlar’ olarak örnek gösterdi. CDA lideri Sybrand Buma ve Yeşil Sol lideri Jesse Klaver’ın, bire bir tartışmaları sırasında ise Buma, ‘Radikal İslam Hollanda’yı tehdit ediyor. Bunun önlenmesi için katı önlemler alınması gerekir. 2017 yılındayız, büyük endişeler var. Müslümanlar daha az ses çıkarmalı. Birlikte mücadele etmeliyiz. Bunun için Yeşil Sol’a ihtiyacımız yok’ gibi cümleler kullandı. Bunun üzerine D66 lideri Pechtold, ‘Sayın, Buma yükseklerden uçma. İslam, Katoliklik ve Protestanlık’la eşit midir? Bu sorunun cevabını ver? cümleleriyle çıkış yaptı. Soru karşısında Buma gülünce, Pechtold ‘… Ben inançlı biri değilim. Düzenli olarak İslam’ın hürriyetini savunuyorum. Oysa sen inançlı birisin. Nasıl böyle davranıyorsun? ifadelerini kullandı. Buma bunun üzerine, ‘Biz, Yahudi-Hristiyan bir ülkeyiz, her ne kadar bu özelliğimiz azalmış olsada… Bu değerler için gurur duymalıyız’ dedi.
Trump ve Rusya
Tartışmaların bir bölümünde, Hollanda dışından içişlerimize olası müdahale ve muhtemel hükümet koalisyonu gündeme geldi. Modarotörler ‘Trump, Kral ve Klaçiyei ziyarete gelebilir mi? Futbol takımımız Rusya’ya gidebilir mi? gibi sorular sordular. Partilerin dış tehditler karşısında, törerizm, Rus hakerlar, sağı solu belli olmayan Amerikan Başkanı hakkında duruşları da tartışılan konular arasındaydı. Sosyalist Parti hariç, NATO giderlerinin artırılacağı, Ukrayna referandum sonuçlarının birinci meçliste özellikle CDA’lı senatörler tarafından kabul edilip edilmeyeceği de gündeme geldi.
15 Mart sonrası kurulacak muhtemel koalisyon konusunda ise, Sosyalist Parti başkanı Emile Roemer VVD ile birlikte çalışmayacaklarını açıkca söylerdi. CDA lideri Buma, D66 lideri Pechtold ve PvdA lideri Asscher ise diplomatik cevaplarla nasıl bir koalisyon kurulacağının işaretini verdileri.
Tabiiki bu arada, Salı akşamı ‘Nieuwsuur’ televizyon programına konuk olan DENK Partisi lideri Tunahan Kuzu’nun olağanüstü bir performans sergilediği ve geçen hafta doktorlarla ilgili yaptığı açıklamayla oluşan göreceli olumsuz havayı kırdığını da burada ifade etmemiz gerekir.
Evet, radio ve televizyon seçim kampanlarında nelerin konuşulduğuna dair bir kaç örnek vermeye gayret ettik. Örneklerden de anlaşılacağı gibi, İslam ev Müslümanlar Hollanda genel seçimlerinin adeta seçim malzemesi oldular.
Durum böyleyken, bizim 15 Mart seçimlerine ilgisiz kalmamız asla düşünülemez.
Veyis Güngör
1 Mart 2017