Hollanda Tükleri ve Müslümanları için hayati önem taşıyan 15 Mart genel seçimlerine bir hafta kaldı. Sandığa gitmeden önce, 31 yıllık siyasi katılım tarihimize bir göz atmamızda fayda var. Zaman içinde yaşadıklarımızı, hüsranlar ve başarılarla geçen siyasal katılım tarihimizi yeniden gözden geçirelim. Hafızamızı yoklayalım. İsterseniz, bu konuda araştırmacı Tolga Sakman’ın Çizgi ve Türkevi Yayınları arasında çıkan, ‘Türk Diasporası’nın Avrupa Siyasal Sistemine Katılımı’ kitabının Hollanda Temsilciler Meclisi ile ilgili bölümüne birlikte bir göz atalım.
Hollanda, Almanya ve Belçika’da Türkler’in siyasi katılım sürecini araştıran Tolga Sakman, Hollanda’daki siyasal katılımımızın ilk yıllarıyla ilgili şöyle diyor: ‘1986 yılında ülkede 5 yıl yasal olarak oturan göçmenlere yerel yönetimlerde seçme ve seçilme hakkının tanınmasının ardından, Türkler Hollanda’da siyasal hayata dâhil olmaya başlamışlardır.”
1998 seçimleri ve ilk Türk kökenli milletvekilleri
1986’daki yerel yönetimlerde seçme ve seçilme hakkı, daha önceki yıllarda, Hollanda tabiyetinde olanlar için milletvekili seçimlerinde zaten vardı. Ancak Türk kökenli milletvekillerinin seçilmeleri 1998 yılında yapılan genel seçimlerde gerçekleşti. Bu seçimlerde, “Temsilciler Meclisine İşçi Partisi (PvdA) adayı Nebahat Albayrak ile Özgürlük ve Demokrasi İçin Halk Partisi (VVD) adayı Fadime Örgü doğrudan milletvekili seçilmişlerdir. 2001 yılında ise Hıristiyan Demokrat Parti (CDA) üyesi Coşkun Çörüz yedek listeden meclise girebilmiştir.”(T. Sakman)
2002, 2003 seçimleri ve Türk Partisi
2002 seçimleri, Hollanda siyasi tarihi açısından geleneksel siyasi partilerin dışında, örneğin LPF: Pim Fortuyn Listesi’nin hızlı yükselişiyle popülist ve ırkçı söylemlerin açıkca ifade edilmeye başlandığı bir seçim dönemi olmuştur. “2002 seçimlerinde ise 1998’de parlamentoya ilk kez giren üç vekil de doğrudan seçilmiştir. Albayrak, Örgü ve Çörüz’ün ardından Fatma Koşer Kaya ‘Demokratlar 66 (D66)’dan, Nihat Eski CDA’dan, Nevin Özütok ‘Yeşiller Sol (DL)’dan yedek liste sayesinde Temsilciler Meclisi üyesi olmuşlardır.” (T. Sakman) 2002 seçimlerinde Türkler’in kurdukları partilerden ‘İstikrarlı Hollanda’ seçimlere girdi. Seyfi Özgüzel’in liderliğinde kurulan ‘İstikrarlı Hollanda (Duurzaam Nederland) partisi ‘Türkler’in entegrasyonu temelinde bir politika izlemiştir. İstikrarlı Hollanda’ Partisi ilk kez girdiği 2002 seçimlerinde Hollanda genelinde %0,1 oranında oy almış. (T. Sakman) 2002 seçim sonuçları Hollanda’da kaotik bir süreç ortaya çıkarmış ve sekiz ay sonra yeniden seçimlere gidilmiştir. 2003 yılında yapılan seçimlerde ise, Temsilciler Meclisine 3 Türk kökenli (Albayrak, Çörüz ve Örgü) milletvekili girmiştir.
2006 sancılı genel seçimleri ve Türkler
Hollanda Türk toplumunun siyasi mücadelesinde 2006 genel seçimleri, adeta bir miladtır. Hem hüsran hem de başarıdır. Hüsrandır, çünkü Türkler hiç beklemedikleri bir anda, hem de seçimlere az bir süre kala PvdA ve CDA partilerinin bir sürpriziyle karşılaştılar. Her iki parti sözde 1915 Ermeni soykırım iddialarını kabul etmedikleri için, Osman Elmacı (CDA), Ayhan Tonca (CDA) ve Erdinç Saçan (PvdA) partilerinin aday listesinden çıkartılmışlardır. Bu karar Türkler için tam bir hüsran olmuştur. Diğer taraftan, bu partilerin kararına inat, Türkler stratejik oy kullananarak D66 Partisinden aday olan Fatma Koşer Kaya’yı tercihli oylarla Temsilciler Meclisine taşımışlardır. Bu ise Hollanda Türkleri’nin siyasi tarihinde bir başarı olarak nitelendirilmiştir.
2010 ve 2012 erken seçimleri
2010 ve 2012 erken seçimleri, Hollanda’daki Türkler ve Müslümanlar açısından pek parlak bir dönem olmamıştır. Her ne kadar 2010 seçimlerinde mecliste 5 Türk kökenli milletvekili girse de, VVD ve CDA koalisyonuna ırkçı parti PVV’nin dışarıdan destek vermesi, Hollanda siyaseti açısında da zorlu bir dönem olmuştur.
2012 erken seçimlerinde ise PvdA’dan Keklik Yücel ve Tunahan Kuzu, SP’den Saadet Karabulut Temsilciler Meclisine girebilmişlerdir. PvdA’dan iki vekilin Bakanlık koltuğuna geçmesiyle Sultan Günal Gezer ve Selçuk Öztürk milletvekili olmuşlardır. Aynı partiden 2013 yılında bir istifa olmuş ve boşalan yeri Yasemin Cegerek doldurmuştur.
Bu süre zarfında önemli bir gelişme yaşandı. Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk partinin bazı görüşleriyle ters düştükleri için istifa edip, kendi partileri DENK’i kurup, siyasi mücadelelerine devam ettiler.
15 Mart genel seçimlerine giderken…
15 Mart genel seçimleri nedeniyle, Hollanda’daki siyasi katılım süreci tarihimizden örnekler verdim. Örneklerim Temsilciler Meclisiyle sınırlandırıldı. Elbette, yerel yönetimler, senato, İl Genel Meclisi ve Avrupa Parlamentosu milletvekili seçimleri de Türkler’in siyasi katılım sürecinin önemli unsurlarıdır. Bu süreçlerin de ayrıca ele alınması gerekir.
31 yıllık siyasi katılım sürecimizde, gelecek hafta 15 Mart Çarşamba günü,Temsilciler Meclisinin seçimi için sandığa gitmeliyiz. Stratejik oy kullanmalıyız. İnişli çıkışlı siyasi tarihimizde, her dönem Türk kökenli veya Türk isimli vekillerimiz olmuştur. Bundan sonra da olacaktır. Zira Hollanda Türkleri olarak, yüzde ellinin üzerinde bile sandığa gitmemiz halinde, 3 veya 4 milletvekili çıkaracak bir oy gücüne sahip oluruz. O zaman 15 Mart’ta mutlaka hem de ezici çoğunlukla sandığa gitmeliyiz. Neden ezici çoğunlukla sandığa girmemiz gerektiğini seçim arifesinde yazacağım.
Veyis Güngör
7 Mart 2016