Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Emine Erdoğan Perşembe akşamı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde STK yöneticilerine bir iftar verdiler. Cumhurbaşkanı, iftara katılan farklı alanlarda faaliyet gösteren gönüllü teşekküllerin yönetici ve temsilcilerine bir konuşma yaptı. Konuşmasında özellikle Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölgenin içinden geçtiği sıkıntılı dönem ve STK’ların misyonu ve sorumluluğuna dikkat çekti.
Sivil toplum ve onu temsil eden Sivil Toplum Kuruluşlarının bir ülke ve millet için önemi tartışma götürmez bir gerçektir. Genel anlamda, hükümet dışı teşekküller olarak bilinen sivil toplum birey ile devlet arasındaki geniş alandaki hareketlilik ve oluşumlardır. Adından da anlaşılacağı üzere sivil girişimlerdir. Sivil toplum kuruluşları genel anlamda halkın talep ve ihtiyaçları doğrultusunda ortaya çıkar. Bir ülkede demokrasinin gelişimi, işleyişi, kalitesi, kültürü o ülkenin sivil toplum teşekküllerinin de kalitesiyle orantılıdır. Gelişmiş ülkelerde sivil toplum hareketleri devletin bir çok görevini gönüllü olarak, kar amacı gütmeden yerine getirir. Bu esasen insanoğlunun varoluş esprisinde yer alan sorumluluk duygusuyla da ilglidir. İftar programına dönmek gerekirse…
Kadir gecesi dolayısıyla Millet Camisi’nde teravih namazı sonrasında gecenin ruhuna ve manasına uygun bir program düzenlendiğini belirten Erdoğan, Efendimizin bu gece için tavsiye ettiği “Allahım sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet yarabbim” duayı okudu.
Sivil Toplum bir tehdit değildir
Cumhurbaşkanı Erdoğan 15 yıldır Türkiye’yi idare eden zihniyet olarak sivil toplum kuruluşlarına nasıl baktıklarını ortaya koydu. Sivil Toplum Kuruluşlarının gerek ülke içinde gerek sınırötesi faaliyet ve misyonlarının eğitim, sürdürülebilir kalkınma, acil yardım alanları olmak üzere bir çok alanda önemli bir misyon üstlendiklerine dikkat çeken Erdoğan STK’ları desteklemeye, önlerini açmaya, işlerini daha seri halde yapmaya gayret gösterdiklerini söyledi. Sivil toplumu asla bir tehdit olarak görmediklerini tam aksine ülkemizde katılımcı demokrasinin aracı ve sosyal barışın bir sigortası olarak değerlendirdiklerini söyleyen Erdoğan sivil toplumun devletin tamamlayıcısıdır dedi. Erdoğan’nın konuşmasında üzerinde durduğu bir başka husus da STK-Devlet işbirliğiydi. Erdoğan: “Bir devlet ne kadar güçlü olursa olsun sivil toplumun desteği, yardımı, işbirliği olmadan hedeflerini gerçekleştiremez” dedi.
Gençleri terör örgütlerine feda edemeyiz
Gençlerin terör örgütlerinin eline düştüğünü ve terörle on yıllardır mücadele edildiğini, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yatırımlar yaparak bölge insanının devlete olan güveninin yeniden inşa edildiğine dikkat çeken Erdoğan, terör örgütlerine de, uyuşturucuya da kaptırılan her gencimizin yeniden topluma kazandırılmasında devletle birlikte sivil toplum kuruluşlarımızın da mesuliyeti olduğunu söyledi. Bu yönde aile, okul, üniversite, medya ve sivil toplum olarak el birliği ve dayanışma içinde olunmasını söyleyen Erdoğan “Bu ülkenin gençlerini ne Kandil ve Pensilvanya’daki terör baronlarına ne de uyuşturucu terörüne asla feda edemeyiz” dedi.
Yükümüze omuz verin
Türkiye’de 15 Temmuz gecesinde tarihin en büyük felaketlerinden bininin eşiğinden dönüldüğünü, FETÖ ihanet çetesi mensupları tarafından başlatılan darbe girişiminin milletin feraseti ve cesareti sayesinde başarısızlığa uğratıldığını söyleyen Erdoğan “Dikkat ediniz bu ihanet çetesine mensup olup da yaptıkları için nedamet getiren, samimi pişmanlık duyan neredeyse kimse yoktur. Bu durum sergiledikleri tüm ihanetleri, işledikleri tüm cinayetleri, yaptıkları tüm haksızlıkları taammüden gerçekleştirdiklerini gösteriyor” dedi. Erdoğan, ihanet çetesine karşı mücadele: “15 Temmuz şehitlerimiz ve gazilerimiz başta olmak üzere milletimize karşı bir borcumuzdur. İçeride ve dışarıda, beka mücadelesi verdiğimiz bu kritik dönemde sivil toplum kuruluşlarımızın siz kıymetli temsilcilerinden yükümüze omuz vermenizi bekliyorum” diyerek destek istedi.
Evet. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iftar programında STK temsilcilerine yaptığı konuşmasının satır başlarından da anlaşılacağı üzere Sivil Toplumun üzerinde büyük bir yük ve sorumluluk yükleniyor. Yerli, milli ve organizeli bir toplumun aşamayacağı engel yoktur demek istiyor. Sorumluluğun; milletimizin karşı karşıya kaldığı zorlukların idrak edilmesi bir zarurettir. STK’ların var olan güçlerine güç katarak ülke, bölge ve tüm insanlığın kalkınması yolunda iyilik yapmaya devam etmeleri gerekmektedir.
Veyis Güngör
23 Haziran 2017