NATO üyesi ülkeler geçen ay bir karar aldılar. Afganistan’a 3.000 asker daha gönderilecek. Bilindiği üzere Afganistan’da çoğunluğu Amerikalı olmak üzere 13.000 NATO askeri var. Yeni gönderilecek askerin 1500’ü Amerikalılar olmak üzere 1500’ü de üye ülkelerden oluşacak. Ancak üye ülkeler asker göndermede burun kıvırıyorlar. Birbirlerine ‘o ülke göndersin’ diyorlar. Hollanda şu anda var olan 100 askerinden başka asker göndermek istemiyor. En fazla sağlık ekibi gönderilebilir düşüncesinde. Almanya da aynı. NATO üye ülkeleri asker göndermek istemiyorken, Afganistan’da onaltı yılı bulan savaş neyin nesi peki? Afganistan neden bu kadar önemli? Oxford ve Leiden üniversiteleri öğretim üyesi, tarihçi Peter Frankopan’a göre bunun ana sebebi ‘ipekyolu projesi’.
Hafta sonu Trouw gazetesinde uzun bir makale yayınlayan Peter Frankopan ilginç tesbitlerde bulunuyor. Frankopan ‘Başkan Donald Trump’un Eylül ayında Afganistan’da askeri operasyonlar yapılacağını duyurdu’ diyor. Bu sözleriyle Trump, kendinden önceki Başkan Obama’nın 2011’de Afganistan’dan beş yılda geri çekilme politikasını rafa kaldırıyor. Oysa Obama geçen yıl, ‘milli çıkarlarımız ve bunca akan kan ve harcanan para karşılığında Afganistan partner olarak kalmalıdır’ demişti. Trump’a göre geri çekilmek, Taliban ve IŞID’e meydanı bırakmak anlamına gelir.
Ancak aynı Trump 2012’de Amerika’nın Afganistan’da bulunmasının boşa para harcamak olduğunu, bu işin toptan iflas ettiğini ve bir an önce hatta hemen Afganistan’dan çekilmek gerektiğini söylüyordu. Oysa şimdi tam tersini düşünüyor ve yapmaya çalışıyor Trump diyor Peter Frankopan. The Washington Post gazetesi Trump’daki bu temel değişikliğin generallerle konuştuktan sonra, özellikle general H. C. McMaster’la görüştükten sonra meydana geldiğini yazıyor. Başkan Trump Afganistan meselesinde yüzseksen derece dönüşünü şöyle açıklıyor: ‘Oval Ofis’te oturup karar vermek, meydanlardaki konuşmalara benzemiyor’.
Peter Frankopan’a göre ‘İpek Yolutarih boyunca Asya, Afrika ve Avrupa’yı birbirine bağladı’. Eski zamanlarda örneğin Vikingler ipek, gümüş sattılar İpek Yolunda. Hollandalılar Asya’da zenginliklerini kurdular, Altın Çağ’ı doğuran sanat, mimari ve bilimi getirdiler. Hindistan, Srilanka hattı Amsterdamlı girişimcileri tarafından oluşturuldu. Frankopan: ‘insanlar, düşünceler, sermaya hatta hastalıklar, teknoloji ve şiddet İpek Yolu’yla hareketlendi. Bir çok inparatorluk, Perslerden-Büyük Aleksander-Cengiz Han, sonraları İngiliz ve Rus devletleri İpek Yolu tarfiğini kontrol ederek veya edemiyerek yükseldiler ve parçalandılar’ düşüncesinde. Dünyanın kalbini kontrol etmek yüzyıllarca dünya tarihini şekillendirdi.
Günümüzde durum eskiye göre pek farklı değil Frankopan’a göre. 20. ve 21. Yüzyılda da, ister ideolojilerin ve dinlerin mücadelesi olsun, ister küresel güçlerin etkisi olsun, değişen bir şey yok. Mesele yine İpek Yolu hakimiyeti. Frankopan dünya politikasını anlamak isteyenler İpek Yolu ile işe başlamak zorundadırlar diyor Frankopan. Böylece Trump’un Afganistan politikasında yaptığı radikal değişiklik daha da iyi anlaşılabilir. Tarihçi Frankopan’a göre mesele Afganistan’da terörist avlama meselesinden daha da ötelerdedir. Bu süreçte Pakistan ve Hindistan da önemli partner ülkelerdir. Çin Pakistan ekonomik koridoru için ayrılan 50 milyar Hindistan’ı pek memnun etmemiştir. Çin’in ‘Yeni İpek Yolu’ projesi Amerika’yi rahatsız etmektedir. Asya, Afrika ve diğer yerlerdeki bu gelişmeler doğrultusunda, Avrupa’da yaşanan – Brexit, İspanya- Katalonya meselesi veya Almanya’daki hükümetin kurulması, aşırı sağ’ın Merkez ve Doğu Avrupa’da yükselişi- yeni oluşumlar için o kadar da önem değil diyor Frankopan.
Evet. Biz Avrupa’dakiler kendi sorunlarımızla uğraşırken, aşırı sağ yükselişe geçti, ırkçılık her geçen gün ağırlığını hissettiriyor derken, dünyamızda başka gelişmeler oluyor. Asya’da, Afrika’da, Orta Doğu’da hareketlilik yaşanıyor. Yeni İpek Yolu projesi uluslararası ilişkileri yeniden tanzim edecek. Frankopan’ın ifade ettiği gibi NATO üye ülkelerinin, Amerika’nın ısrarıyla Afganistan’a yeni askeri birlikler göndermesi sadece terör gruplarıyla mücadele olarak izah edilemez. Ufukta, yeniden bir dünya hakimiyeti senaryosu var. İnşallah bu oluşum insanlığın hayırınadır.
Veyis Güngör
6 Aralık 2017