Bu günlerde, Hollanda siyasetinin gündeminde en çok konuşulan konularından birisi hiç şüphesiz, şu anda Adalet Bakanlığı görevini yürüten Dilan Yeşilgöz Zegeriues’tur. Dilan, liberal parti VVD liderliğine adaydır. Yani, seçilmesi ve partisi VVD’nin kasım ayında yapılacak seçimlerden birinci parti çıkması halinde hükümet kurma görevi verilecektir. Bu şekilde, Dilan Yeşilgöz’e Hollanda Başbakanı olma şansı doğacaktır.
Yeşilgöz’ün, VVD liderliğine münasip olup olmadığına dair yorumlara değinmeden önce, Yeşilgöz’ün Adalet Bakanı olduktan sonra, Hollanda medyasında şu üç özelliğinin öne çıkarıldığını, öncelikle belirtilmesi gerekmektedir. Bunlar:
– Dilan Yeşilgöz’ün Ankara doğumlu olması,
– 7, 8 yaşlarında küçük bir kayıkla Yunanistan adalarına geçmesi yani bir mülteci çocuğu olması,
– Hollanda’da bir Yahudi ile evlilik yapması.
Her ne hikmetse, Hollanda medyasında sıklıkla bu üç özellik dile getiriliyor. Şüphesiz, gündeme getirilen her üç özelliğin ayrı ayrı yorumlanması mümkündür. Bu, başlı başına ayrı bir yazı konusudur. Biz, şimdi Yeşilgöz’ün VVD liderliğine uygun olup olmadığına dair yorumlara kısaca değinelim.
Yorumlara bir giriş olması açısından, Dilan’ın siyasi kariyerinde, liberal Parti VVD’ye gelmeden önce hangi siyasi partilerde yer aldığına değinelim. Dilan, siyasete Yeşil Sol Parti ile başlıyor. Sonra Sosyalist Partiye geçiyor. Orada da aradığını bulamayınca PvdA İşçi Partisinde siyaset yapıyor. Ve sonunda, üç partiden edindiği tecrübe ile liberal parti VVD’de siyasi hayatını devam ettiriyor.
10 yıl içinde, son seçtiği parti VVD’de de başlayan siyasi mücadelesi, adım adım ilerleyerek Temsilciler Meclisi üyeliği ve Hollanda Adalet Bakanlığı’na uzanıyor. Böyle bir ilerleme ve yükselme, bize, esasen Dilan Yeşilgöz’ün ne istediğini çok iyi bilen birisi olduğu yorumunu beraberinde getirmektedir.
İşte, böyle farklı siyasi partilerden oluşan bir politik geçmişe sahip olan Dilan’ın VVD liderliği hakkında, Hollanda solu: “ideoloji yerine, kalite için sıradan bir tercih” yorumu yaparak, VVD’nin renkli kadın seçimini eleştiriyor. Sol cenahta, böyle bir tercihin formaliteden ibaret olduğuna dikkat çekiliyor. Örneğin Yeşil Sol lideri Jesse Klaver, “Dilan ideolojik nedenlerden dolayı kesinlikle Başbakan seçilmeyecektir. Renkli bir kadının tercih edilmesi bile VVD’nin ne kadar güvenilmez bir parti olduğunu göstermektedir” diyor.
Dilan hakkında yapılan bir diğer düşünsel eleştiri ise, Adalet Bakanı olarak, IV. Rutte hükümetinin düşmesine sebep olan “savaş halindeki ülkelerden gelen mülteci ailelerinin Hollanda’ya gelmemesi” önerisini savunmasıdır. Oysa Dilan, bazı konuşmalarında, kendisinin de bir mülteci çocuğu olduğuna vurgu yapıyor. Filozof ve yazar Desanne van Brederode: “İlginçtir, Yeşilgöz kendi şahsi hikayesini göç tartışmalarına alenen yansıttı. Tam bir hipokrat. Özel hikayelerin, politika üretimine yansıtılmasının ne kadar tehlikeli olduğunu, Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Sigrid Kaag’ın, Filistin kökenli kocası örneğinde de gördük” yorumunu yapıyor.
Kasım ayında yapılacak milletvekili seçimleri için bir çok siyasi partide lider değişikliğine gidildi. Başbakan Rutte’nin bıraktığı koltuğa Dilan Yeşilgöz Zegerieus aday. VVD’nin seçimlerde güçlü çıkması halinde de Başbakan adayı olacak Dilan şu günlerde Hollanda siyasetinin önemli konuları arasında yer alıyor. Mülteci bir geçmişe sahip Dilan’ın, kimi mültecilerin aile birleşimine karşı olması ayrı bir konu, yıllarca sol partilerde aktif olmuş ama şimdi liberal bir parti VVD’de, sağcılardan daha sağcı bir tutum içinde olması ve dahi ırkçı parti PVV ile ortak hareket etmeyi düşünmesi bile ayrı bir konu…
Veyis Güngör
20 Ağustos 2023