Geçen hafta, radyo ve televizyonlarda üç gün süreyle Avrupa Birliǧi’nde görev daǧılımını dinledik. Çünkü 28 AB üyesi ülke lideri Brüksel’de biraraya geldiler. Yeni AB kadrosunu belirlediler. Hatırlanacaǧı üzere Mayıs ayında Avrupa Parlametosu seçimleri yapılmıştı. Sonuçlar Parlamentoda dengeleri deǧiştirmişti. Sosyal ve Hristiyan Demokratlar Parlamentoda sandalye kaybetmişlerdi. Ve bu seçimden sonra liderler, AB Komisyonu, AB Konseyi, Avrupa Parlamentosu (AP), Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilciliği gibi kurumların başkanlarını belirlediler.
Tabiiki, kurumların başına gelecek isimleri belirlemek ve seçmek kolay olmadı. Gruplar,
fraksiyonlar ciddi mücadele verdiler. Hatta liderler iki gün süren toplantı
sonunda uzlaşmaya varamadılar. Bazı devlet başkanları ülkelerine geri dönmek
zorunda kaldı. Üçüncü gün, 2 Temmuz’da çetin bir mücadeleden sonra Avrupa Birliǧinde
kartlar yeniden karıldı. Ve önümüzdeki dönemde AB kurumlarını temsil edecek isimler
belirlendi.
Yeni isimler seçildi
Brüksel’de üç gün sürmek zorunda kalan görev bölümü toplantısı neticesinde
AB kurumlarının başına seçilen isimler şöyle: ‘Almanya Savunma Bakanı Ursula
von der Leyen AB Komisyonu Başkanlığına, Belçika Başbakanı Charles
Michel AB Konseyi Başkanlığına, İspanya Dışişleri Bakanı Josep Borrell
AB Yüksek Temsilciğine, Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Fransız Christine
Lagarde Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanlığına ve İtalyan David Maria
Sassoli ise Avrupa Parlamentosu Başkanlığına seçildi.
İtalyan David Maria Sassoli
Avrupa Parlamentosu Başkanlıǧına seçilen İtalyan David Maria Sassoli çok
yeni bir politikacı. Bazı uzmanlar, İtalya hükümetinde bir çok konuda birlikte
çalışan sol ve saǧ popülistlerin, sosyal demokrat David Sassoli’nin AP Başkanlıǧına
seçilmesine sevinemeyeceklerine dikkat çektiler. Çoǧu İtalyan için David Sassoli
haberleri okuyan bir televizyon spikeri ve program sunucusu. 2009’da siyasete
giren Sassoli, 400 bin oy alarak Avrupa Parlamentosuna seçilmiş. Ülkesinde saǧ
popülist Leg ave Beşyıldızlar Hareketi iktidarda. Bunun için, hükümetin,
ülkelerinden sosyalist bir Avrupa Parlamentosu Başkanı seçilmesi çok da
sevindirici karşılanmadı.
Almanya Savunma Bakanı Ursula von der Leyen
Avrupa Birliǧi Komisyonu Başkanlıǧına ise Almanya Savunma Bakanı Ursula von
der Leyen getirildi. Bilindiǧi gibi Ursula von der Leyen Almanya’nın ilk Savunma
Bakanıydı. Bakan, daha önce, Çalışma ve Sosyal İşler Bakanı (2009-2013), Yaşlılar,
Kadınlar ve Gençlik Bakanı (2005-2009) olarak görev yapmıştı. Bakanın yeni
görevi AB Komisyonu Başkanlıǧı, Başbakan Merkel’in Almanyası için bir kayıp
olarak görülürken, AB için bir kazanç olarak yorumlandı. Diǧer taraftan 52 yıl
sonra AB Komisyon Başkanlıǧına bir Almanın hem de bir bayanın getirilmesi de hem
Almanya hem Avrupa Birliǧi için sevindirici bulundu.
Doǧu Avrupa Elleri Boş Döndü
Avrupa Birliǧi’ni önümüzdeki beş yılda yönetecek isimlerin ilk bakışta Batı
Avrupa ve Akdeniz ülkelerinin temsilcileri olmaları dikkat çekti. Bu durum Avrupa
Birliǧin’de ister istemez bugüne kadar devam eden coǧrafi bir çekişmenin yerini
Doǧu ve Batı arasındaki mücadelenin yer aldıǧı yorumlarına sebep oldu. Zira
başkanlar Almanya, Belçika, Fransa, İtalya gibi ülkelerden seçildi. Görev bölümünün
hemen ardından bazı yazılı basında seçimlerden “Doǧu Avrupa Elleri Boş Döndü” başlıkları
yer aldı. “Başkanlar yine Batı’dan oldu” gibi ibarelerle, Birliǧin içinde
yaşanan ve artık yavaş yavaş büyümeye yüz tutan Doǧu ve Batı Avrupa arasındaki çekişmeye
dikkat çekildi.
Frans Timmermans’ın önü kesildi
Gerçi, bazı yorumlarda Doǧu Bloku ülkelerinden başkan seçilmemesine
karşılık, bu ülkelerin birlikte hareket ederek Hollandalı Frans Timmermans’ı, AB
Komisyonu Başkanı seçtirmemeleri de bir başarı olarak görüldü. Bu konuda açıklama
yapan Macaristan Başbakanı Viktor Orban, AB seçimlerinde Doǧu Bloku olarak
güçlendiklerini belirterek, bunun bir de sonrası var diyerek, olanların
farkında olduklarını ifade etmiş oldu. Hatırlanacaǧı üzere, zirve öncesi Brüksel’de,
Sosyal Demokratların (S&D) adayı Frans Timmermans’ın ismi AB Komisyonu
Başkanlığı için dillendirilmiş ve bu yönde ciddi bir lobi çalışması yapılmıştı.
Evet, Avrupa Birliǧi yeni takımını seçti. Önümüzdeki yıllarda Avrupa kurumlarının
başında bu isimleri göreceǧiz. Bu isimler ve karılan yeni kartlar, Avrupa’da
siyasi renkleri ve tercihleri bir deǧişimin
de habeercisi aslında. Avrupa için yeni bir dönem başlıyor. Bu yeni dönem zor
bir dönem olacak. Zor dönemin işaretlerini geçen hafta Brüksel’de yapılan ve üç
gün süren liderler zirvesinde gözlemledik. Bir tarafta Doǧu Bloku ülkelerin
direnişi, diǧer tarafta saǧ popülist partilerin temsilcileri. Ve bu harektelerin
arasında Avrupa kökenli olmayan Avrupa vatandaşları. Belki, deǧişimin en çok
muhatapları bu kitle olacak. Yaşanılabilir ve dünyaya örnek bir Avrupa
isteǧiyle…
Veyis Güngör
8 Haziran 2019