Avrupa’da neler oluyor, neler konuşuluyor?

Avrupa, 2017 yılına bir çok belirsizliklerle girdi. Düşünürler, araştırmacılar ve yazarlar  gelişmeleri anlamak için adeta bir yarış içindeler. Aynı anda endişeliler. Gidişat o kadar da iyi değil. Avrupa’da seçimler var. Popülizm ve ırkçılık almış başını gidiyor. Avrupa’yı meşgul eden meseleler üzerine kafa yoranlardan birisi de, gazeteci yazar Caroline de Gruyter. NRC Handelsblad’ın Viyana temsilciliğini de yapan Caroline de Gruyter, yıllardır Avrupa meseleleri üzerine araştırmalar yaptı. Avrupa meselelerini ele alan  kitapları var. Geçtiğimiz günlerde, ‘Avrupa çatırdıyor, her şey hareket halinde başlıklı’ bir makale yayınladı. Ele aldığı konular oldukca ilginç. Avrupa meselelerine ilgi duyan ve kafa yoranlar için önemli.

 

Caroline de Gruyter’e göre, “2017 Avrupası hakkında tahminlerde bulunmak o kadar kolay değil. Her şey çatırdıyor, her şey hareket halinde. Küreselliğin etkisi çok fazla. Halk gergin ama burunları da havada. Çünkü günümüzde yaşanan belirsizlikleri, Avrupalılar’ın bir çoğu görmedi,  yeni nesiller ise yaşamadı. Sonuç iyi mi olur kötü mü olur, kimse kestiremiyor”.

Caroline de Gruyter, tesbitlerine şöyle devam ediyor: “Örneğin, 2014 yılı için yapılan öngörüler Rus’yanın Kırım’ı ilhak etmesiyle altüst oluverdi. 2015’te de baş döndürücü olaylar yaşandı: mülteci rüzgazı esti. Avrupa’ya göçmenler geldi. 2016 yılında da beklenmedik gelişmeler yaşandı. Paris ve Brüksel’de terör saldırıları yaşandı. Haziran’da Bretix kararı alındı ve Kasım’da Trump seçildi. Dolayısiyle 2017’nin neler getireceği, neler yaşanacağı tahmin bile edilmiyor”.

Avrupa’nın hali böyleyken, Avrupa gündemini ciddi şekilde meşgul eden konulara da dikkat çeken Caroline de Gruyter Avrupa’da (Hollanda, Fransa, Almanya, Italya ve Avusturya) yapılan ve yapılacak seçimlere işaret ederek popülist hareketlerin seçimleri kazanması ihtimalinden insanların yürekleri ağızlarına geldiğini belirtiyor. Çünkü yazara göre popülistlerin kazanması AB’ye üye ülkeleri zor durumda bırakabilir. Devamla, Caroline de Gruyter “Brüksel merkezi konumunu devam ettirecek mi?”sorusunu soruyor. Yazara göre “üye ülkeler her geçen gün kendi çıkarlarını açıkca dile getirebiliyorlar. Bu durum ise, Avrupa kurumlarının işini zorlaştırıyor. Berlin ise her geçen gün biraz fazla dominantlaşıyor. Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Polanya ve Slovanya ortak anlaşmalara bazen sırt çeviriyorlar. Bütün bunlar Brüksel’in merkezi konumunu sorgulatıyor”. Bunlara ek olarak, Rusya ve Türkiye ilişkileri, yani ‘geniş dünya’nın dikkatleri üzerine çektiğini söyleyen Caroline de Gruyter’e göre Trump’un Putin’in elini sıkması bile NATO ve Avrupa’yı direk etkileyeceğini ve ilgilendirdiğini söylüyor. Avrupa gündemini belirleyecek bir başka konu ise Avrupa Birliği’nin Ankara ile mülteci anlaşmasıdır.
Yazar aynı yazıda Avrupa gündemini Almanya, İngiltere, Fransa ve Rusya’daki gelişmelerin de belirleyeceğini öngörüyor. Örneğin bu yıl Almanya Maarten Luther’in 500. Yılını kutlamaya hazırlanırken, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılma işlemlerinin başlamasıyla, Bayan Theresa May’ın bu süreci nasıl yöneteceği merak ediliyor. Nisan ve Mayıs ayında Fransa’da yapılacak seçimlerde ırkçı Marine Le Pen’in seçilme ihtimalinin Fransızların midesine oturması, Rusya’nın 2017’de devrim’in (Şubat ayında sosyal demokratların iktidara gelmesi ve Ekim ayında Bolşevik darbesi) yüzüncü yılını kutlaması da Avrupa gündemini etkilemeye devam edecektir.

Bütün bu gelişmeler hiç şüphesiz ekonomi ve finans çevrelerini etkileyecektir.
Evet. 2017 Avrupa’sı, yıllarını Avrupa meselelerine vermiş gazeteci yazar Caroline de Gruyter’e göre böyle. Avrupa yukarıdaki sorunlarla karşı karşıya. Bu sorunlara bizler de muhatabız. Avrupa’da yaşayan ve sorumluluk hissedenlerin bu konuları bilmesi, takip etmesi, kafa yorması, hatta bunlara göre bazı strateji, proje ve faaliyetler geliştirmesi kaçınılmazdır. Çünkü aynı gemideyiz…

Veyis Güngör
30 Mart 2017

Scroll naar boven
Scroll naar top