İnsan, her ne kadar modernitenin sunmuş olduğu olağanüstü imkanlar içinde olsa da, bazı anılarını, arzu ve isteklerini unutamıyor. Başka bir ifadeyle, bir kısım anılar özellikle yaş ilerledikçe daha da depreşiyor. Belirginleşiyor. İşte çocukluk anılarımız, tecrübelerimiz, alışkanlıklarımız bunlardan bazıları. Gelişmiş veya en modern bir toplumda yaşasak bile, ne kadar çok bilgiyle donatılmış olsak bile, çocukluk tecrübemizi unutamıyoruz. Bazen siz istemeden rüyalarınızı kaplıyor. Demek ki, insan şahsiyetinin şekillenmesinde çocukluk dönemi hayati bir öneme sahip.
İşte çocukluk hatıralarını bir türlü unutamayan ve sürekli o dönemi özleyen iki örnek insan, örnek bir proje geliştirmişler. Çalışmışlar, büyük bir özveriyle, 1950’li yılları yani çocukluklarının geçtiği yılları Maket Köy olarak canlandırmışlar. Adeta tarihi dondurmuşlar. Çocukluk dönemlerindeki köy sosyolojisini canlandırmışlar. O yıllarda yaşananları el işleriyle yaptıkları insan figürleri, bebek, kadın, yaşlı, gelin, damat ve benzeri çalışmalarla somutlaştırmışlar. Yeni nesillerin merakına ve beğenisine sunmuşlar. Sözkonusu proje, iki örnek insan emekli öğretmen Ayhan Çetin ve eşi Nazmiye Çetin tarafından hayata geçirilmiş. Gençlere de sadece ziyaret etmek kalmış.
İzmir’in yoğun trafiğinden ve bunaltıcı sıcağından kurtuluyorsunuz. Kuşadası ve Selçuk ayırımına geliyorsunuz. Hemen sağ tarafınızda Çetin Maket Köyünü görüyorsunuz. Bir açık hava müzesi şeklinde dizayn edilen bu Maket köy, 1950 yıllarındaki Konya’nın Akören/Akviran köyü. O kadar canlı ve büyüleyici ki, insana adeta bir tarih aynası tutuyor. Geçmişe götürüyor sizi. Bu köy, projenin sahipleri Ayhan ve Nazmiye Çetin’in doğdukları köy. Aynı zaman da benim de doğduğum köy.
Maket Köy’e yani açık hava müzesine girince adeta tarihe, 1950’li yılların Anadolu’suna bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Müze’de canlandırılan her bir sosyal yaşam her ne kadar ben doğmadan önceki yılları anlatsa da, ben de sergilenenleri az da olsa hatırlıyorum. Özellikle berber Yakup (Allah rahmet eylesin) amca ki aynı zaman da dişçiydi, unutmam mümkün değil. Yine köyün terzisi, halamın beyi Terzi Mekteplinin Mehmet (Allah rahmet eylesin) maketi hafızamda canlanan sanat çalışmalarından birisi.
Çetin Maket Köy’ünde neler var? Neler yok ki. 1950’li yılların Akören’ni tam canlandırılmış. Toprak evler ve damlarda tarhana kurutmaları. Düğün öncesi damat tıraş merasimi. Aynaya bakan gelin. Harman yeri. Köyün ana caddesindeki dükkanlar: Kalaycı Ali, Kapcı Mahmut, Berber Yakup canlandırılanlardan bazıları. Diğer taraftan yufka yapan kadınlar, uzun eşşek oynayan gençler, saklambaç oynayan çocuklar, pekmez kaynatma, yayık yayma ve tera yağı çıkarma, semerci atölyesi, köy kahvesi ve günlük hayatın tüm uğraşları canlandırılmış Çetin Maket Köyünde. İlginç o yıllara ve tabiiki benim çocuk yıllarımda da hatırladığım, çerçici, çarkcı ve koku stan/parfümcü de canlandırılmış. Köyün sokaklarındaki koyun/keçi sürüsü, damlarda uçurtma uçuran çocuklar maketi yapılmış.
Tarihe yolculuk yapmak ister misiniz? Ya da elli, altmış yıl geriye giderek tipik bir Anadolu köyünün sokaklarında bir saatlik gezi yapmak ister misiz? Yarım asır önceki insanların giyim ve kuşamlarını merak ediyor musunuz? Bilgisayarın olmadığı bir dönemde insan ilişkileri nasıldı sorusunu soruyorsanız. Yarım asır öncesi Anadolu köyünün sosyolojisine ilgi duyuyorsanız. O zaman İzmir-Selçuk-Kuşadası kavşağında Çetin Maket Köyü sizi bekliyor. İlk fırsatta ziyaret ediniz. Adeta dondurulmuş bir Anadolu köy tarihine tanık olacaksınız.
Veyis Güngör
17 Ağustos 2017