Galip sayılır bu yolda mağlup…

Ve, Türkler kazandılar…

Avrupalı Türkler EURO 2024 Şampiyonasında A Milli Futbol Takımımızı yalnız bırakmamak adına, Dortmund, Hamburg ve Berlin sokaklarını kırmızı beyaza boyadılar. Maç öncesi ve esnasında on binlerin bu heyecanlı haykırışları, başta Türkiye olmak üzere Türk Dünyası ve gönül coğrafyamızda büyük yankı buldu. Olağanüstü bir mücadele veren yiğitlerimiz, göz yaşlarıyla, stadyumdan ayrıldılar. Milletimize güzellikler yaşattılar ve gönlünü kazandılar.   

Ancak, EURO 2024 Futbol Şampiyonası çerçevesinde, Melih Demiral’ın bir sevinç göstergesi olarak “Bozkurt” işareti yapmasıyla ortalık fena karıştı. Öyle bir karıştı ki, Avrupa’nın toplumsal hafızasının tekrar nüksettiğini gördük. Bu rahatsızlık, ne yazık ki, Avrupa’da tarih içerisinde oluşan Türk imajının yeniden yansımasıydı. Geçmişte, Avrupa’da sık sık gündeme getirilen “Bozkurt” tartışması yeniden gündeme geldi.

UEFA’nın sebep olduğu “Bozkurt” tartışması, Avrupa ile sınırlı kalmadı. Tüm Türk Dünyasına dalga dalga yayıldı. Kimse, “Bozkurt” meselesinin bu kadar detaylı ele alınacağını tahmin etmemişti. Bu konuya geçmeden önce, kısaca, Avrupa’da son yüz yılda tartışılan “Bozkurt” meselesine değinelim.

Avrupa’da “Bozkurt”, İngiliz askeri ve İngiliz Gizli Servisi ajanı H. C. Armstrong’un 1932 yılında yayımladığı “BOZKURT: Kemal Atatürk’ün Hayatı” kitabıyla gündeme geldi. Kitap, her ne kadar Atatürk’ün hayatını ele alsa da, Atatürk ve arkadaşlarını karalarken, Türk milletinin çağdaş olma becerisinin olmadığını işlemiştir. Bu eser, Batı’da var olan tarihsel Türk imajının güncellenmesine katkıda bulunmuştur.

Avrupa’da “Bozkurt” ya da “Bozkurtlar”, ikinci defa, 1960 yılından sonra Avrupa’ya iş gücü çerçevesinde gelen Türklerin teşkilatlanmalarıyla gündeme gelmiştir. Özellikle 12 eylül 1980 ihtilalinden sonra yoğun bir şekilde Avrupa’ya gelen Türk sol militanlarının, başta Türk Federasyon olmak üzere, milliyetçi ve muhafazakar kuruluşlar hakkında yaptıkları gri propagandayla “Bozkurtlar” Avrupa gündeminde oldukça olumsuz bir şekilde yer almıştır. 50 yıldır, Bozkurtlar hakkında yazılan kitaplar, makaleler, haberler, yapılan belgeseller, Avrupa’da “Bozkurt” fenomenini öcü ve korkunç olarak sundu.  

Öyle ki, Hollandaca Wikipedia’da “Bozkurtlar” ve “Ülkü Ocakları” 18 mart 1968 yılında kurulan aşırı sağ bir Türk kuruluşu olarak tanımlanıyor.  İdeolojilerinin de, Türk Milliyetçiliği, Turancılık, Neo faşizm, Pantürkizm, Komünizm karşıtı ve antisemitist olduğu belirtiliyor. Akla hayale gelmeyen metot izledikleri ifade edilen Bozkurtların finansı ise, yasa dışı uyuşturucu ticareti, insan kaçakçılığı, fuhuş gibi insan kanını donduracak bilgilerle devam ediyor.

İşte, Avrupa toplumsal hafızasında “Bozkurtlar” bu şekilde algılanıyor. Bunun için, geçtiğimiz yıllarda kimi Avrupa ülkelerinde “Bozkurt” işareti yapmak yasaklandı. En son, EURO 2024 Futbol Şampiyonasında, “Bozkurt” işareti yapan Merih Demiral’ı, ‘aşırı sağcı’ bulan Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser’in çağrısı üzerine, UEFA Merih’e maç yasağı koydu.

UEFA’nın koyduğu maç yasağı, öncelikle sokakları ve stadyumları dolduran Avrupalı Türklerin çoğunluğunu son derece rahatsız etmiştir. Avrupalı Türkler, UEFA’ya cevap verircesine Berlin stadyumunda, toplu olarak “Bozkurt” işareti yaptılar. Olay, Almanya ile sınırlı kalmayıp, hızlı bir şekilde Türk Dünyasına yayılmıştır.

Bu doğrultuda, “Bozkurt” işaretinin tarihsel izleri öne çıkarılmıştır. İşte bunlardan bazıları şu şekildedir:
İran’daki 40 milyon Türkün takımı ‘Traktör Sazı’ taraftarları, toplu olarak “Bozkurt” işareti yapmaktalar. Binlerce yıllık Uygur Türkleri minyatürlerinde “Bozkurt” işareti yapan kadın figürleri vardır. 6’ıncı yüzyıldan kalma Göktürk heykellerde “Bozkurt” işareti yapan Türk Hakanlarının resimleri vardır. Türkiye Cumhuriyeti “Bozkurtlu” kağıt paralar bastırmıştır. 1984 yılında Türkiye’ye gelen Gagauzya Kültür Bakanı  Maria Marunoviç’in ilk kez Türkiye’de “Bozkurt” işareti yapmıştır. Sonraki yıllarda rahmetli Elçibey ve Alparslan Türkeş de “Bozkurt” işaretleri yapmışlardır.

Velhasıl, UEFA, Merih Demiral aracılığıyla, istemeyerek Türklere ve Avrupalılara ve tüm dünyaya, “Bozkurt”un geniş bir şekilde anlatılmasını sağlamıştır. Türkler bunun için, UEFA’ya teşekkür edecekler adeta. Çünkü, Türkler kazanmıştır…

Milli hislerimizi dile getiren “Bozkurt” işaretini, bir siyasi partimizin ‘sembol’ olarak kullandığı doğrudur. Ama tarihteki tüm yaşananları bir tarafa bırakıp, “Bozkurt” işaretini tamamen bu siyasi partiye bağlayan UEFA yüzünden Hollanda’ya mağlup olduk.

“Galip sayılır bu yolda mağlup” diye bir söz vardır. İşte, önceki gece biz de bunu yaşadık. Bu mağlubiyete rağmen halkımız, oynanan futboldan ve milli futbolcularımızın kalitesinden çok memnun kaldıklarını ifade ediyorlar. Hollanda’da yaşayan Türkler’in çoğu da, Türkiye’nin mağlubiyetine rağmen, Hollandalıları kutlayan açıklamalar yaparak, büyük bir jest gösterisinde bulundular.
Hollanda medyasında da yer alan bu jestler de bizim için bir teselli kaynağı olmuştur.

Veyis Güngör
8 Temmuz 2024

Scroll naar boven
Scroll naar top