Hilmi Oflaz abiyle bir Mayıs (1992) ayında tanışmıştık. Bursa İksadi İlimlerden mezun, dostum Özcan Palut’la önce Sultan Ahmet’deki Yazarlar Birliğine sonra da Çorlulu Ali Paşa Medresesindeki Erenler Nargileye gitmiştik. Medreseye girince Nargile kömürlerinin sıcaklığı ve tütün kokusu ilk karşılaştık. Elma tütünü çok etkileyiciydi. Girince hemen sağ taraftaki kapalı bölüme girdik. Sigara dumanı, nargile, gazete okuyanlar, grup halinde sohbet edenler vardı. Biz köşede, etrafında daire olmuş bir grup genç ve aralarında ağabey olduğu her halinden belli olan orta yaşlı birisi olan gruba katıldık. Selamlaştık. Hepsiyle tanıştık. Sohbetlerine iştirak ettik. Grubun arasıdaki orta yaşlı kişi Hilmi Oflaz ağbeydi. Edebiyat, sanat, tarih hatta siyaset konuşuluyordu. Oradaki gençler Hilmi ağabeyi pürdikkat dinliyorlardı. Sigara elinden düşmüyordu. O zamanlar kapalı mekanlarda sigara içiliyordu. Sohbeti çok etkileyiciydi. Sizin bir soru sormanıza gerek kalmadan Hilmi Abi anlatır, etrafındakiler hem çaylarını yudumlar hem can kulağıyla dinlerlerdi.
O tarihten sonra, artık, İstanul’a gittiğimizde nereye uğrayacağımız belli olmuştu. Her İstanbul zirayetimde tarihi yarımadaya uğrar, ya İlesem’da ya da Erenler’de Hilmi ağabeyi bir grup gençle sohbet ederken bulurdum…
Fakültenin son sınıfındaydım. Amsterdam Öğretmen Okulu öğrencileri bir Türkiye gezisi organize etmişlerdi. Interculturel Eğitim Çalışma Grubundan dostum Ad Voorbij de bu grubun organizasyonunu yapmıştı. Programın oluşmasında az da olsa katkım olmuştu. Bana bir sürpriz yapıp on gün sürecek Türkiye gezisine beni de dahil ettiler.
Öğretmen adayları, İstanbul’dan başlayıp, Ankara, Ürgüp, Konya, Beyşehir ve Alanya gezisiyle Türkiye ve Türkler hakkında bilgi edineceklerdi.
İlk durağımız İstanbul oldu. Yirmialtı kişiden oluşan grubu, sabah ve öğleden sonra tarihi ve turistik merkezleri ziyaret ettirdikten sonra Çorlulu Ali Paşa Medresesindene götürdüm.
Daha bir yıl önce tanıştığımız ama birbirimize hemen ısındığımız Hilmi ağabey, oradakilerin tabiriyle Filozofumuz da oradaydı. Bizi karşısında görünce çok heyecanlandı. Tüm grupla tanıştı. Gençlerin öğretmen okulu öğrencileri olduğunu duyunca daha da neşelendi. Hemen ilk gün, Hollandalı gençlerle ilk tanışmasında sıcak bir hava oluştu. Gençler sordu Hilmi ağabey anlattı. Tabiiki çaylar üst üste geldi. Medresenin içindeki dekorasyondan da çok etkilendiler gençler. Ertesi gün, program biter birmez, haydin Filozaf’a gidelim. Sohbet edelim, çay içelim diyorlardı gençler. İkinci gün vardığımızda Hilmi ağabeyi yanında iki plastik poşetle bulduk. Poşetler açıldı, içinden çıkardığı gevrekleri gençlere ikram etti. Ve muhabbet yine başladı. Hollandalı gençler de hemen ısınmışlardı Hilmi ağabeye. Gençlere ilginç gelen neydi? Hilmi ağabeyin bakışı, gönül dili, belki sıcaklığı, Hollandalı gençlerle tercüman aracılığıyla konuşsa bile, onları büyülemişti. Batı’da böyle adamların esaması okunmazdı. Batı’da, ancak çok nadir fakülte, yüksek okul mezunları böyle konuşabilirlerdi. Oysa Hilmi ağabey geçimini işportacılık yaparak temin ediyordu. İstanbul’da kaldığımız üç gün boyunca Çorlulu Ali Paşa Mederesesi severek uğradığımız mekan olmuştu.
Daha sonra. Hollanda Türk Akademisyenler Birliği Vakfı’nın organize etmiş olduğu İstanbul Kültür gezisinde bu defa Hollandalı Türk gençleri Hilmi ağabeyi ziyaret ediyorlardı. Çeşitli fakültelerde okuyan Türk gençleri de kültür gezisi programı içinde hemen hemen her gün Erenler’e uğrayıp Hilmi ağabeyleriyle sohbet ettiler. Sohbetini zevkle dinliyorlardı. Hilmi Oflaz’ın Necip Fazıl’ın manevi evladı olduğunu, bir kitap delisi olup binlerce kitap okuduğunu, öğrencilerin burs, yemek, ev ve iş sorunlarıyla yakından ilgillenmesini öğrenmeleri bizim gençlerin merakını daha da arttırdı. Karşımızda bir deha vardı. Gençlere çantasından okumaları ve Türkçelerini geliştirmeleri için çeşitli kitaplar hediye etti.
Evet. Hilmi ağabey vefat edeli ondokuz yıl olmuş. Mayıs ayında Hak’ka yürümüş. Twitterde takip ettiğim @dunyabizim hatırlattı Hilmi ağabeyi. Vefatının yıldönümünde rahmetle anıyorum. Ayrıca, Amsterdam Biyografi Okumalarında ‘Muhabbet Sofrasının Piri: Hilmi Oflaz’olarak yad edeceğiz. Kişiliği, yetiştiği mekanlar, birlikte oturduğu isimler, hatıralar, hakkında söylenenler, okuduğu kitap sayısı Amsterdam Biyografi Okumalarında gündeme gelecek. Allah rahmet eylesin.
Veyis Güngör
24 Mayıs 2017