Her seçim döneminde, -ki Hollanda’da hemen hemen her yıl bir seçim olur-, ısrarla, bıkmadan, usanmadan ve yorulmadan, siyasi katılımın önemine vurgu yapan yazılar yazmaktayız. 2021 yılında yapılan milletvekili seçimleri, 2022 yılında yapılan belediye seçimleri ve bu yıl yapılan İl Genel Meclisi seçimleri çerçevesinde yayınladığımız yorum/yazı sayısı 10’u geçti. Buna, bir de Avrupa’da yapılan seçimlerle ilgili yazıları eklersek, bu sayı daha da artar.
Siyasi katılım şuuru, süreci ve önemi ile ilgili yazılar yazmaya, bildiriler yayınlamaya, tartışma toplantıları yapmaya, 1986 yılında başladık. Çünkü, aynı yılda Hollanda Türklerine belediye seçimleri için seçme ve seçilme hakkı verilmişti.
1986 – 2023 yılları arasında, Türklerin siyasi katılım mücadelesi, belediye seçimleri, milletvekili seçimleri, İl Genel Meclisi seçimleri, Avrupa Parlamentosu seçimleri ve Su Yönetimi seçimlerinde inişli çıkışlı bir grafiğe sahip.
Kırk yıla yaklaşan siyasi katılım mücadelemizde, yer yer yüksek bir performans ve katılım gösterildi. Yüksek bir heyecanla siyasette yer alındı. Yer, yer engellerle karşılaşıldı, küskünlükler ve dışlanmalar yaşandı. Bir dönem pasif kalındı ve içe çekilme yaşandı. Bir başka dönem kurucuları Türk olan siyasi partiye yönelme yaşandı. Son dönem, ilk başlarda olduğu gibi, çeşitli siyasi partilerde Türk asıllı adayların listelerde yer aldığını gördük. Öyle ki, ırkçı ve şovenist söylemlerle bilinen Forum voor Democratie (FvD) partisinde bile Türk asıllı adaylar yer almakta.
Şimdi, kısa kısa bu farklı dönemlere değinerek, Hollanda Türklerinin siyasi katılım sürecini anlatmaya çalışalım.
İlk siyasi katılım dönemi olarak ele alacağımız yıl, 1986’da 12 Türk’ün belediye meclislerine seçilmeleriyle başlayan yıldır. Sonraki yıllarda yapılan seçimlerle belediye meclislerine seçilen Türklerin sayısı 200’e dayandı. Müthiş bir heyecan vardı Türkler arasında. Türkler, o yıllardaki Başbakan Lubbers ve ana muhalefet lideri Den Uyl’i çok sevmişlerdi. Bu yıllarda, cami lokallerinde, Türk dernek ve vakıflarının salonlarında yapılan seçim kampanyalarına Hollanda siyasi parti temsilcileri seve seve katılırlardı.
Milletvekili seçimlerinde ana akım partiler VVD, CDA, PvdA, D66 olmak üzere, Yeşil Sol ve Sosyalist partide, Türk kökenli adaylara yer verilmesi ve milletvekili olarak Temsilciler Meclisine girmeleri, Türklerin siyasi katılım sürecinde ikinci dönemi oluşturur. Ki, bu partilerde milletvekili seçilen Türk kökenliler iki, üç dönem vekil seçilmişlerdir. Hatta bu dönemde İşçi Partisi’nde Türk kökenli bir vekil, Devlet Bakanlığı görevinde bulunmuştur. Bu döneme, İl Genel Meclisi seçimleri ve Avrupa Parlamentosu milletvekili seçimlerini de ekleyebiliriz. Hatta, çok bilinmese de, Senato’da bir dönem ve Hollanda’da Su Yönetimi üyeliklerinde de Türk üyeler on yıllarca görev yaptılar.
Tabii ki, Türklerin siyasi katılım sürecinde ilk kırılma ve dışlanma, 2006 yılında, tam seçim öncesi PvdA ve CDA’nın listelerden, sözde “Ermeni soykırımını tanımıyorlar” bahanesiyle, 3 Türk adayı çıkarmasıyla yaşandı. Bu gelişme karşısında, Türkler D’66 partisine yönelerek, hem Türk kökenli vekili seçtirdiler hem de D’66’yı parlamentoda güçlendirdiler. Buna karşın PvdA ve CDA’da başlayan kırılma ve dışlanma süreci devam etti elbette. CDA’da parti içinde yaşanan Protestan-Katolik ekip mücadelesinde, Protestanların kaybetmeleriyle, o güne kadar partinin farklı kademelerinde yer alan Türk kökenli siyasetçiler yavaş yavaş geri çekildiler. PvdA’dan ayrılmak zorunda bırakılan iki Türk kökenli siyasetçi, Temsilciler Meclisinde kendi gruplarını oluşturdular ve sonra DENK partisini kurdular. Bu hareket, Türklerin siyasi katılım tarihinde yeni bir süreci oluşturdu.
Hollanda Türklerinin siyasi katılım sürecinde yeni bir dönem ise, geçen yılın başında kurulan Dördüncü Rutte hükümetinde bakan olarak görev alan Türk asıllılar ile başladı. Yine geçen yıl 14, 15, 16 mart tarihlerinde yapılan belediye seçimlerinde farklı siyasi partilerden seçilen Türk asıllı belediye meclis üyeleri ve 15 mart 2023 tarihindeki, İl Genel Meclisi ve Su Yönetimi seçimlerinde çeşitli siyasi partilerden aday olan Türk kökenlilerle bu yeni dönem devam edecek.
1986 yılında başlayan ve inişli çıkışlı ilerleyen, Türklerin siyasi katılım süreci, başlıklar ve ana dönemler olarak özetlemeye çalıştığımız bu konu, akademik çalışmalara bir
ipucu oluşturur.
Bilindiği üzere, 2024 yılı, Türklerin Hollanda’ya göçünün 60’ıncı yılı. Umarım, bu yıl vesilesiyle, Türklerin Hollanda’daki sosyal tarihleri çerçevesinde, siyasi katılım süreci ve diğer alanlarda çalışmalar yapılır.
Veyis Güngör
8 Mart 2023, HABER Gazetesi Mart Sayısı