Geçen hafta bu köşe yazısında, Amsterdam’daki ‘De Balie Tartışma Merkezi’nde yapılan bir programda konuşulanlara yer vermiştik. “Bizden Neden Nefret Ediyorlar” başlıklı tartışmada, son yarım yüzyılda ilk kez, ‘Müslümanlar’ın Deport’ edilmesinin dile getirildiğini belirtmiştik. Aynı hafta, Kanada’da bir camiye saldırı gerçekleştirildi. Amerika Başkanı Trump, yedi Müslüman ülke vatandaşlarının ABD’ye giriş yasağını açıkladı.
Bütün bu gelişmeler, Hollanda’daki Müslümanlar’ı nasıl etkiledi?
Müslüman aydınlar son gelişmeler karşısında neler hissediyorlar?
Hollanda güvenli mi? Başka ülkeye göç eder miyiz?…
Bu soruların cevabını, Trouw gazetesinden Marije van Beek, Hollanda’da üç Müslüman aydınla konuşarak bulmaya çalışmış. Söyleşi yapılan Müslümanlar, Hollanda’da şartların kötü hale gelmesi halinde, bir başka ülkeye göç etme eğilimindeler.
Gelin Müslüman aydınların verdikleri cevaplara birlikte göz atalım.
Söyleşi yapılan Müslüman aydınlardan birisi, Anne Dijk.
Dijk, bir Papaz’ın kızı. İslam’ı seçmiş. Üç yıl önce başörtüsü takmaya başlamış. İslam bilimci ve İlahiyatcı. Anne Dijk diyorki: ‘Yaya olarak trafik lambasında beklerken, bir bisikletin üzerime sürülmesine kadar, ki bu bir araç da olabilirdi, Hollanda’da başıma her hangibir şey geleceğini düşünmemiştim. Ama annem babam her zaman bana bir şey olur endişesini taşıdılar’.
Dijk, devam ediyor: ‘Bayan arkadaşlarım akşamları dışarı yalnız çıkmaktan çekiniyorlar. Karanlık bir sokakta ne olur bilemezsin’.
Anne, eşinin, ‘Şayet Hollanda bir gün çok kötü olursa dışarıya gideriz’ düşüncesiyle Hollanda dışında bir işe başladığını söylüyor. Hollanda’nın gidişatından endişe duyduklarını belirten Anne Dijk, özellikle genç Faslılar’ın, Fas’da iş yaptıklarını, küçük bir ev aldıklarını söylüyor. Hollanda’da bu kadar katı bir Müslüman nefretinin olabileceğini hiç aklına getirmediğini söyleyen Anne Dijk, Trump’un Başkan seçilmesinden sonra ırkçı parti PVV’nin oylarının giderek arttığını belirtiyor.
Köşe yazarı ve sosyal bilimci Cemil Yılmaz da, Anne Dijk’ten farklı düşünmüyor. Bir kaç yıla kalmaz Hollanda dışına gitmeyi düşündüğünü söyleyen Yılmaz, çevresinde bu görüşe sahip olan sadece Müslümanlar’ın değil, Batılı olmayan Hollandalılar’ın da aynı şeyleri düşündüklerini belirtiyor. ‘Irkçı parti PVV’nin, anayasanın 4 maddesine göre suç olan İslam ve Müslümanlar’a hakaret, Kur’an’ın yasaklanması gibi bir sayfalık seçim programına kamuoyundan yeterli eleştiri gelmediğine’ dikkat çeken Yılmaz, artık Hollanda’da nasyonal sosyalist ve ırkçı çıkışların normal karşılandığını belirtiyor. VVD ve CDA’nın ırkçı partiden etkilendiklerini, söylemlerini tekrarladıklarını ve Hollanda’da siyasetin ‘biz’ve ‘onlar’ kavramını kullanarak, Müslümanlar’ın dışlandıklarını söyleyen Yılmaz, Başbakan Rutte’nin de geçen hafta gazetelere verdiği ilanda kullandığı dilin de bu çevçevede olduğunu belirtiyor.
Nieuwwij internet gazetesi Genel Müdürü Enis Odacı ise, Hollanda’dan göç etme gibi bir planının olmamasına rağmen, burada işlerin kötüye gitmesi halinde, Türkiye’ye sığınabileceğini belirtiyor. Böyle düşünmesini deport olma gibi bir endişeden değil de, buradan gitmeye zorlanmayı hissetmesi halinde olabileceğini ifade ediyor.
Odacı, ‘Medya çok kötü bir rol oynuyor. İslam ile ilgili haberleri genelleyerek veriyor. Her kötü olay, İslam’dan kaynaklanıyor gibi veriliyor. Nuans gerekli’ diyor. Odacı sözlerine şöyle devam ediyor: ‘Devlet Bakanı Halbe Zijlstra’nın kısa bir süre önce yaptığı bir radyo konuşmasında, ‘İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin artık yenilenmesi gerektiği’ni savunduğunu belirtiyor. Bu açıklama ise bana eşitlik ilkesinin bozulacağı düşüncesini hatırlatıyor. Böylece müslümanlar tehlike olarak görülecek. Oysa hukuk devletini bozanlar siyasetçilerin kendileridir’.
Evet, Hollanda’daki İslâm ve Müslümanlar hakkındaki olumsuz gelişmeler, Müslüman aydınları da çok ciddi bir şekilde etkilemiş. Bu bize şunu gösteriyor: Dün sözde kalan bir çok İslâm ve Müslüman karşıtlığı konular uygulamaya konulmuştur. Uygulamalardan en çok etkilenen ise Hollandalılar ile günlük mesai yapan, Hollanda medyasını ve siyasetini takip eden kesimdir. Öyleki, ülkenin terk edilmesi bile düşünülmekte. Bu durum tehlike çanlarının çaldığını gösteriyor. Oysa Hollanda bir zamanlar zülümden kaçanlara kol kanat geren bir ülkeydi. Ama şimdi aynı sebepten dolayı bu ülkeden uzaklaşmak, terk etmek bile düşünülüyor.
Biz, bu ülkenin yeni toplulukları olarak Hollanda’nın bu hale gelmesine üzülürüz. Olayların devam etmemesini arzu ederiz. Kaza ve kadere inanırız. Her türlü zor ve kaotik şartlarda iyiliği düşünmeyi yeğleriz. Elbette, Yüce Allah’tan hakkımızda en hayırlısını isteriz.
Veyis Güngör
6 Şubat 2017