Almanya Türkiye ilişkilerindeki gerilim son açıklamalarla neredeyse bir diplomatik krize dönüştü. Berlin-Ankara hattı iyice kızıştı. Karşılıklı açıklamalar gerginliğin dozunu arttırarak devam etti. İstanbul Büyükada’daki gözaltı olayı bardağı taşıran damlalardan biri oldu adeta. Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in garip ve tehdidvari açıklamaları Almanya-Türkiye ilişkilerinin çok yönlü etkileneceği yorumlarını beraberinde getirdi. Buna karşılık Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın ve Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Almanya’nın bu açıklamalarını talihsiz ve yakışıksız olarak nitelendirdi. Açıklamaların Almanya’da yaklaşan seçimlere yönelik olduğu belirtildi. Tabiiki bütün bunlar cereyan ederken, Almanya’da yaşayan Türkler ise, her iki tarafın da açıklamalarında kendilerini göz ardı etmemelerini ifade ettiler.
Almanya – Türkiye tarihsel ilişkileri başlı başına ele alınması gereken bir konu. Uzmanlar bu konuyu mutlaka tahlil edip değerlendiriyorlardır. Ancak yakın dönem Almanya-Türkiye ilişkilerine baktığımızda, yani daha on yıl önce, günümüzden çok daha farklı bir ilişki örneği görme şansına sahip oluyoruz. Gelin birlikte on, on iki yıl geriye gidelim. Bizzat müşade ettiğim Schröder Almanya’sından bir örnek verelim.
Schröder ve Erdoğan aynı masada
Yıl 2005. Yer Köln. Kısa adı UETD olan ‘Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’ genel merkez binası resmi açılışı yapılıyor. Köln Porz’da müthiş bir izdiham var. Avrupa’da belki ilk kez bir Türk sivil toplum kuruluşunun açılışı Türkiye Başbakanı tarafından yapılıyor. Açılış programının bir devamı olan akşam yemeğinde ise Alman Başbakanı Schröder ve Türk Başkabanı Erdoğan aynı masada yerlerini almışlar. Ve her iki taraftan da çok değerli saygın bir misafir grubu var. Avrupalı Türkler için bir ümit teşkil eden UETD’nin programı tarihe geçiyor bu haliyle…
Avrupalı, Türk ve Demokrat
Yakın bir zamanda, muntazaman yaptığım bir istişarede bu konu gündeme geldi. Görüşmem Lahey Amsterdam arasında seyir halindeyken gerçekleşti. Görüşme iki başbakan; Schröder ve Erdoğan’ın masasında yer alan o günkü Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın hocayla oldu. Hoca, Avrupalı Türkleri Üniversite döneminden hep merak ettiği için son gelişmeler üzerine de fikir alışverişinde bulunduk. Mehmet Aydın anılarını yazıyormuş ve bir hatırasını şöyle anlattı: “2005 yılındaki yemekli programda Alman Başbakanı Schröder ile yanyana oturduk. Schröder, kürsüde Almanlardan daha iyi Almanca konuşan genç arkadaş (UETD Genel Başkanı Dr. Fevzi Cebe)’den etkilenmiş olmalı. Eğildi kulağıma, sayın Bakan; ‘Avrupalı, Türk ve Demokrat’ bu ne güzel bir kombinasyon böyle. Ne akıllıca düşünülmüş bir isim. Avrupa gerçeklerine uygun düşen bir de vizyon ortaya konulmuş. Ülkemde, böyle bir STK’nın var olması bizim için bir şans. Bir zenginlik. Çok heyecanlandım. Bu girişimin başarılı olmasını canı gönülden arzu ediyorum”…
Merkel Almanya’sı
Ve Schröder Almanya’sından Merkel Almanya’sına bakalım. Almanya-Türkiye arasında zaten uzun zamandır yaşanan sancı, Büyükada tutuklamasıyla adeta bir krize evrildi. Özellikle Alman Dışleri Bakanı Gabriel’in adeta Türkiye’ye parmak sallayarak, Türkiye’nin içişlerine karışır bir tavırla açıkama yapması Merkel Almanya’sının Türkiye’ye karşı tutumunu açıkca ortaya koyuyordu. Üstüne üstlük, Türkiye’ye seyahat edeceklere yönelik olumsuz tavsiyesi de, Merkel Almanya’sının Türkiye tavrını açıklıyordu. Ve Başbakan Merkel’in FETÖ kaçaklarını pazarlık konusu yapması da Almanya Türkiye ilişkilerinin hangi noktaya geldiğini özetliyordu.
Yeneroğlu’ndan mektup
Almanya-Türkiye ilişkilerini yakından takip eden AK Parti İstanbul milletvekili Mustafa Yeneroğlu da gelişmelerden büyük bir rahatsızlık duymuş. Düşüncelerini Alman Dışışleri Bakanı Gabriel’e yazdığı bir açık mektupla dile getirmiş. Yeneroğlu, iki ülke arasındaki ilişkilerin Almanya’da yapılacak seçimlere kurban edilmemesini istiyor. ‘Almanya’nın sosyal demokratları da aynen Hollanda’nın yaptığı gibi Türkiye’yi yerden yere vurarak toplumun takdirini kazanmaya çalışıyor’ diyor mektubunda Yeneroğlu.
Evet. Yeneroğlu’nun da ifade ettiği gibi ‘seçimler sonrasında ikili ilişkilerin üstüne çöken bu sisler dağılacak ve artık herkes birbirinin yüzüne bakmak durumunda kalacak’. O halde, birbirine baktığı zaman yüzlerinin kızarmamasını hazırlayacak ilişkiler kurulması gerekiyor. Merkel Almanya’sı daha fazla Schröder Almanya’sını aratmamalı.
Veyis Güngör
27 Temmuz 2017