Dört hafta önce, Hollanda siyasetinde yaşanan büyük değişime dikkat çekmiştim. Değişim çerçevesinde de iktidar partilerinden VVD lideri ve Başbakan Mark Rutte, D66 lideri ve Maliye Bakanı Sigrid Kaag ve CDA lideri ve Dışişleri Bakanı Wopke Hoekstra’nın yeni dönemde siyasette olmayacaklarını yazmıştım.
Hollanda’ya geri dönünce gördüm ki, değişim sadece iktidar partileriyle sınırlı kalmamış. Muhalefet partileri başta olmak üzere, diğer partilerde de değişim yaşanmış. Liderlerden giden gidene maşallah. Liderlerin gitmesi bir yana, çeşitli partilerden milletvekilleri de artık siyaset sahnesinden çekiliyorlar. Genç kuşakların önünü açıyorlar.
Bu büyük değişim bir taraftan siyasetçilere olan güvensizliği ortaya koyarken, diğer taraftan da siyasetçilerin de yaptıkları işlere, aldıkları kararlara olan inançlarının zayıfladığını göstermektedir.
Şimdi kısaca, iktidar partilerinin dışındaki siyasi hareketlerdeki değişiklere bir göz atalım.
Muhalefet kanadında İşçi Partisi PvdA ile Yeşil Sol Partisinin uzun zamandır devam eden birleşme ve seçimlere birlikte hareket etme çalışmalarının olumlu sonuçlar verdiğini, daha önce yazmıştım. PvdA liderlerinin sık değişmesine rağmen uzun bir dönem Yeşil Sol liderliğini devam ettiren Jesse Feras Klaver’ın da seçimlerde aday olmayacağını açıklamasıyla, PvdA/Yeşil Sol ittifakının Kasım ayında yapılacak seçimlerde ortak adayının, tecrübeli siyasetçi Frans Timmermans’ın olduğunu da belirtmiştim.
Muhalefet kanadında yer alan Sosyalist Parti ise, seçimlere diğer siyasi partilerin tersine, yine bir süredir Sosyalist Partisi liderliğini sürdüren Lilian Marijnissen ile girecek. Liderliğini, Parti Meclisinden çoğunluğun desteklediği Marijnissen, 2017 yılında parti başkanlığını Emile Roemer’dan devralmıştı. 2021 milletvekili seçimlerinde Sosyalist Parti 14 milletvekilinden 9 milletvekiline düşmesine rağmen, genç lider Lilian Marijnissen ile yola devam kararı, siyasi tartışmalara konu oldu.
Ana akım iktidar ve muhalefet partilerinde değişim ve gelişmeler böyle cereyan ederken, diğer siyasi partilerde de değişim ve siyaseti bırakma girişimleri yaşandı. Örneğin Türk ve Müslümanların önem ve oy verdikleri DENK Partisi lideri Farid Azarkan da, seçimlerde aday olmayacağını açıkladı. DENK Partisi, milletvekili seçimlerine, şu anda milletvekili olan ve Rotterdamlı siyasetçi olarak bilinen Stephan van Baarle ile girecek.
Diğer taraftan, 2021 milletvekili seçimlerinde tek milletvekiliyle parlamentoda temsil edilen Bij1 Partisi lideri Sylvana Simons da, gelecek seçimlerde aday olmayacağını açıkladı. Sol aktivist Parti Bij1, hatırlanacağı üzere, 2018 yerel seçimlerinde Amsterdam Belediye Meclisinde 1 sandalye, 2022 seçimlerinde ise Almere, Utrecht ve Rotterdam Belediye Meclislerine girerken, Amsterdam’da 3 sandalye ile en büyük muhalefet partisi olmuştu. Bij1 Partisinin özellikle Amsterdam şubesinde yaşanan parti için ayrılıklar ve kavgalar bir süredir siyasi gündemin konusu olmuştu.
Parti liderleri yanı sıra, siyaseti bırakma sebebi olarak özellikle gençlere yer açmak olarak ifade eden her partiden milletvekilleri, 22 Kasım tarihinde yapılacak seçimlere katılmayacaklarını açıkladılar. Bunlardan bazıları şöyle: CU Partisinden Carola Schouten (Başbakan Yardımcısı ve Yoksulluk, Katılık ve Emeklilik Bakanı), CDA Partisinden Marnix van Rij (Devlet Bakanı), Yeşil Sol Partisinden Corinne Ellemeet (milletvekili), VVD Partisinden Mark Strolenberg (milletvekili), PvdA Partisinden
Henk Nijboer (milletvekili), D66 Patisinden Sjoerd Sjoerdsma (milletvekili).
Hollanda siyasetinde yaşanan bu değişim, Hollanda siyasi tarihi açısından önemli bir dönüm noktasıdır. Değişim, yoksulluğun önüne geçemeyen neo-liberal politikaların bittiği olarak yorumlanırken, siyasetin gençleşmesi ve yeni nesillere yol açılması anlamına işaret ediyor. Yine bu çerçevede, yapılan bir başka yorum ise, Hollanda siyasetinde, küreselcilerin kaybettiği, çiftçilerin kazandığı yönündedir.
Veyis Güngör
12 Ağustos 2023