Tam on yedi yıl önceydi. Hollanda’da milletvekili seçimleri yapılacaktı. Hollanda Türklerinin siyasi katılım evrelerinin en şaşaalı dönemiydi. Önce yerel yönetimlerde yer alan Türkler parlamentoya göz dikmişlerdi. Onun için, farklı siyasi partilerin milletvekili lsitelerinde Türk kökenli adaylara yer verilmişti. Seçimlere çok az vakit kalmıştı ki, çok iyi giden ‘Türklerin siyasi katılım sürecinde’, hesapta olmayan ciddi bir kriz yaşanmıştı. Kriz, Türkler için adeta bir siyasi travmaydı.
2006 milletvekili seçimlerinde, ülkenin en güçlü siyasi akımları olan Sosyal Demokrat Parti PvdA ve Hristiyan Demokrat Parti CDA, listelerinde yer alan Türk kökenlilerin, sözde ermeni soykırımını tanımalarını istemişti. Türk kökenli adaylar, önce neye uğradıklarını anlamaya çalışıp, sonra “Bu konu siyasi değil, tarihi bir konudur, bilim insanlarının konusudur” demişlerdi. Ancak, PvdA ve CDA ikna olmadı. PvdA’dan Erdinç Saçan, CDA’dan Osman Elmacı ve Ayhan Tonca, anti demokratik bir şekilde milletvekili listelerinden çıkartılmışlardı.
Beklenmedik bu gelişme karşısında, Hollanda Türk toplumu kelimenin tam anlamıyla şoke olmuştu. Hızlı bir şekilde, çeşitli toplantılar yapılmıştı. Bunlardan birisi de, Rotterdam Meram West Rostorant’ta, o gün etkin olan Türk STK’larının temsilcilerinin katılımıyla gercekleşmişti. Yeni bir parti kurup seçimlere katılmak dahil bir çok alternatif yol konuşulmuştu. STK, Türk medya temsilcileri ve Türk kökenli siyasetçiler, (ki o yıllarda bu üç demokrasi kurumu arasında dillere destan bir ortak çalışma vardı), startejik oy kullanma yolunu seçmişlerdi.
Hollanda Türkleri, o seçimlerde stratejik oy kullanmışlardı. Adaylarına, sözde Ermeni soy kırımı dayatması yapmayan D66 Partisi listesinde yer alan Fatma Kaya Koşer’e oy verilmesi çağrısı yapılmıştı. D66, fazla milletvekili çıkaramıyordu. Fatma Koşer Kaya ise listenin seçilemeyecek kadar gerisindeydi. Ana akım siyasi partiler tarafından hesaba alınmayan Türklerin oyları, o seçimlerde, hem Fatma Koşer Kaya’nın tercihli oylarla milltevkili seçilmesini, hem de D66 Partisinin güçlenerek parlamentoya girmesini sağlamıştı.
Hollanda Türklerinin siyasi katılım süreçlerinde yaşanan bu talihsiz olayın üzerinden tam on yedi yıl geçti. Ancak, yine bir Türk, 22 kasım tarihinde yapılacak erken seçimlerde, aynı krizle karşı karşıya kaldı. Çiftçi Vatandaş Hareketi Partisi (BBB), sözde Ermeni soykırımını kabul etmediği için, milletvekili listesinde yer alan Yasin Makineli isimli Türk siyasetçiyi aday listesinden çıkardı ve tarih tekerrür etti.
Oysa, genç Türk siyasetçi Yasin Makineli, BBB’nin çok kısa bir süre önce yapılan genel kurul toplantısında oy birliğiyle, kasım ayında yapılacak seçimler için, 43’üncü sıradan aday gösterilmişti. Makineli’nin adaylığının açıklanmasıyla birlikte, birileri devreye girmiş ki, parti yönetimi, Yasin Makineli ile yaptığı görüşmede, kendisinden ‘Türkler Ermenilere soykırım yapmıştır’ şeklinde bir açıklama yapmasını istemiş. Yönetiminin isteği bununla da sınırlı kalmamış. Makineli’den, bir kaç yıl önce sosyal medya hesabından İsrail’in Filistinlilere yaptıklarıyla ilgili paylaşımdan dolayı, İsrail Enfermosyan ve Dökümantasyon Merkezi (CIDI)’den özür dilemesi de istenmiş.
Şu anda Veenendaal Belediye Meclis Üyesi olan Yasin Makineli, BBB yönetiminin her iki isteğini kabul etmeyince, milletvekili aday listesinden çıkarıldı. Özgürlükler ülkesi (!) Hollanda’da, başına böyle bir olayın gelmesine anlam veremeyen Makineli, sosyal medya hesabından uzun bir açıklama yapmış.
2006 yılında aynı olayı yaşayan genç arkadaşlarımızdan birisi telefon etti ve “Abi aradan 17 yıl geçti. Değişen bir şey yok. Sözde Ermeni soykırımı meselesi, bizim çözeceğimiz bir mesele değil. Hollanda’da evlatlarımızın her zaman karşısına çıkacak bir mesele. Bunun başka bir yol ile çözülmesi gerekir” dedi. Genç arkadaş haklıydı. Bu mesele, o kadar derin ki, kökleri taaaa 1820 yılına kadar geri gidiyor. 1831 yılında da, İncil Ermenice’ye tercüme ediliyor. İşte, bugün karşımıza çıkan sorunların temelleri böyle atılıyor…
Şimdi… Yasin Makineli, asla ve asla siyasi mücadelesinden geri adım atmamalı. Moralini yüksek tutmalı. Aklıselim Hollandalı siyasetçi, düşünür, yazar ve kanaat önderleri ile iyi ilişkiler kurmalı. Kendisini yalnız hissetmemeli. Hollanda Türkleri de, Yasin Makineli’nin arkasında durmalı. Destek çıkmalı. Yasin Makineli ve benzer isimler unutulmamalı ki, gelecek dönemlerde siyasi mücadele verecek Türk gençleri, kendilerinin yalnız olmadıklarını görmelilir. Türkler, hep birlikte, yaşanan siyasi krizi atlatmalılar.
Bana göre, Yasin Makineli kardeşimiz, aday gösterilmemesi halinde, seçimlere bağımsız aday olarak katılmalıdır. İşte o zaman ikinci bir Fatma Koşer Kaya olayı yaşanmış olacaktır.
Haydi Yasin Makineli!!!
Veyis Güngör
7 Eylül 2023