Yalnızlık, modern toplumun en önemli sorunları arasında yer alıyor. Yalnızlık sorunu özellikle, geçtiğimiz günlerde kutlanan Noel bayramı başta olmak üzere, ailelerin bir araya geldikleri özel günlerde daha çok ortaya çıkıyor. Örneğin, Hollanda Halk Sağlığı, Refah ve Spor Bakanlığı’nın verilerine göre, her 10 Hollandalıdan biri kendisini yalnız hissediyor. Kendini yalnız hisseden 3 kişiden biri ise, ciddi sıkıntılarla karşılaşıyor. Yalnızlık, 75 yaş üstündeki Hollandalıların yarısında görülüyor. Aynı sorun gençlerde de önemli bir sorun olarak gözlemleniyor. Yalnızlık, Hollanda’da yaşayan göçmenler, hassaten yaşlı göçmenler arasında da önemli bir sorun olarak tecrübe ediliyor. Bu makalede, yalnızlık kavramının tanımı, Hollanda’da yalnızlık, Türk ve Fas kökenli göçmenlerde yalnızlık ve Hollanda’da yalnızlık haftası çalışmaları üzerinde durulacaktır.
Yalnızlık
Uzmanlar, yalnızlığın tam bir tanımının olmadığını ya da her bireyin yalnızlığı farklı yaşadığını belirterek, genellikle bireyin çevresindekilerle ilişkisinin az veya hiç olmadığı, bireyin olumsuz duygularla donanması, bir boşluk, korku, üzüntü ve bedenen ve ruhsal olarak bir isteksizlik içinde olması olarak yorumlamaktalar yalnızlığı (1). Bu durumda yalnızlık, kişinin sağlığı, refahı ve yaşam kalitesini etkilemektedir.
Yalnızlık üzerine yayınlanmış literatürü incelediğimizde, karşımıza “sosyal yalnızlık” ve “duygusal yalnızlık” şekilleri çıkmaktadır. Sosyal yalnızlık, genellikle kişinin arkadaşları, tanıdıkları veya okul ve iş arkadaşları, komşuları, kendini ait hissettiği sosyal, dini, kültürel vb. gruplardaki insanlarla ilişkilerin kesilmesi olarak tanımlanabilir. Duygusal yalnızlık ise, kişinin en yakın arkadaşı veya eşiyle olan samimi ilişkisini kaybetmesi olarak ortaya çıkar. Bu sorun, pratik hayatta, başka yalnızlıklarla da ortaya çıkabilir. Bunun en tipik örneği, varoluşsal yalnızlık ya da kronik yalnızlık olarak görülür.
Uzmanlara göre, kişinin aile üyeleri, arkadaşlar ve tanıdıklar gibi diğer insanlarla olan sosyal ilişkileri, günlük yaşamda önemli ‘kaynaklar’ oluşturur. Kaynaklarla kurulan ilişki, her insanın “sosyal temelini” oluşturur ve anlamlı bir yaşam duygusunun ortaya çıkmasını sağlar. Bunun için oluşturulacak güçlü bir sosyal ağ, kişinin hayatın ilerleyen dönemlerinde de kendisini yalnız hissetmesini önleyecek bir mekanizmadır (2).
Hollanda toplumunda yalnızlık
Hollanda Merkezi İstatistik Kurumu’nun her yıl açıkladığı yalnızlık raporuna göre, 2021 yılında, 15 yaş ve üzerindeki Hollandalıların yüzde 11’i kendini çok yalnız hissediyor. Bu oran iki yıl önce yüzde 9’du. Yalnızlık, daha çok bekar yaşayan ve çocukları olmayan çiftlerde kendini gösteriyor. 2019 yılında, 75 yaş ve üstü kişiler daha çok yalnızlık hissettiklerini belirtirken, 2021 yılında ise 15-25 yaş arası gençler ‘duygusal yalnızlık’ hissettiklerini ifade ettiler. 25-35 yaş arası gençlerde de sosyal yalnızlık yüzde 15’lerde seyrediyor (3).
35-75 yaş arasındaki kişilerde sosyal yalnızlık, duygusal yalnızlığa göre daha fazla görülüyor. Daha fazla sosyal temas ihtiyacı duyan bu grupta, sosyal olarak kendilerini güçlü görenlerin oranı yüzde 13 iken, duygusal yalnızlık oranı ise yüzde 7’lerde seyrediyor. 35 yaş altında ve 75 yaş üstü kişilerde sosyal yalnızlık ile duygusal yalnızlık arasında bir fark görülmemektedir.
Eşi veya çocuğu olmadan yalnız yaşayanların yüzde 16’sı kendilerini yalnız hissederken, tek eşle birlikte yaşayanlar ise kendilerini yüzde 19 yalnız hissediyorlar. Sosyal yalnızlık bu grupta daha sık görülen yalnızlık türü olarak ortaya çıkıyor.
Yalnızlıkla mücadele haftası
Hollanda’da yalnızlıkla mücadele politikası çerçevesinde, 2018 yılından itibaren 225 belediye ve 165 ülkesel kuruluş ve şirket farklı programlar organize etmekteler. Bu programların en önemlisi, ekim ayında organize edilen ‘Yalnızlıkla Mücadele Haftası’dır. Yalnızlıkla mücadelede, devletin yanı sıra, iş dünyası, ulusal şirketler, orta ve küçük ölçekli kobiler, çeşitli vakıf ve dernekler birlikte hareket ederek, yalnızlık sorununun giderilmesine katkıda bulunuyorlar. Uzmanlar, sorunun çözümü için bir kültür değişikliğinden ve yeni bir insan tipinin oluşturulmasından bahsediyorlar.
Türk ve Fas kökenli göçmenlerde yalnızlık
Hollanda’da yaşayan göçmenlerin yalnızlık duygusu üzerine, Hollandalılara kıyasla, çok fazla araştırma yapılmadığı görülmektedir. Buna rağmen, bu alanda, göçmen yaşlılara yönelik, merkezi Utrecht’de olan ‘Sosyal Sorunlar Bilgi Kurumu’ (MOVİSİE)’nin, “Göçmen kökenli yaşlıların yalnızlığı hakkında ne biliyoruz?” başlıklı araştırması dikkat çekiyor. Tineke Fokkema ve Marjolijn Das’ın ortaklaşa yaptıkları araştırma raporunun giriş bölümünde, “Göçmen kökenli yaşlılar arasındaki yalnızlık üzerine çok az araştırma yapıldığından dolayı, yalnızlığın önlenmesi ve azamiye indirilmesi hakkında çok az bilgiye sahibiz” cümleleri yer alıyor. (4)
Araştırmaya göre, yaşlı insanların, yalnızlığı yaşamalarının genel anlamda üç sebebi, bireysel nedenler, sosyal ağların değişmesi ve toplumsal nedenler, bulunurken, bu sebepler göçmen geçmişe sahip yaşlılarda daha da çoğalmaktadır.
Sağlık sorunları, hareketliliğin azalması ve psikolojik sorunlar yalnızlığı tetikler. Sağlık sorunları, ikinci ve üçüncü şahıslarla ilişkileri zorlaştırdığı gibi, topluma katılımı da engelleyebilir. Bu da, yalnızlığa davet çıkarır. Düşük sosyal ekonomik konum da yalnızlığı tetikleyen mekanizmalar arasında yer alır. Hollanda’daki göçmen geçmişi olan yaşlıların büyük bölümü, düşük eğitimli olmalarından dolayı, düşük gelire sahipler. Yaşanılan ülkenin diline hakim olmamak, yardım kurumlarına ulaşmayı zorlaştırır. Bu da, yalnızlık duygusunun artmasına sebep olabilir.
Göçmen yaşlıların akranları ve aile üyelerinin bir kısmının gelmiş oldukları ülkelerde yaşamaları, kendi aralarındaki ilişkinin sınırlı olmasını beraberinde getirmektedir. Bu da, bu insanların Hollanda ile bağlılıklarını daraltmaktadır. Diğer taraftan, eşlerden birinin hayatını kaybetmesi veya yeni bir mahalleye taşınma da yalnızlığa sebebiyet vermektedir. Göçmen kökenli yaşlıların, çocuklarından yüksek beklentilerinin olması, çocukların ise bu beklentileri, iş ve kendi aileleriyle ilgilenmelerinden dolayı yer yer yerine getirememeleri, yani beklenti farklılıkları da, yalnızlık duygusunu körüklemektedir.
Diğer taraftan, Hollanda’da uygulanan yalnızlıkla mücadelede, her zaman kültürel geçmişin ve geleneklerin dikkate alınmadığı da söylenebilir. Bu da, ister istemez, göçmen kökenli yaşlıların sosyal katılımı için bir engel teşkil etmektedir.
Raporun sonuç bölümünde, göçmen kökenli yaşlıların yalnızlıkla mücadelesinde, sosyal çevrenin dikkate alınması, kendileriyle konuşulması, tecrübelerine baş vurulması, kültürel farklılıklara dikkat edilmesi, eğitim düzeyi, aile yapısı, norm ve değerlerinin bilinerek yalnızlık sorununa yaklaşılması öneriliyor.
Gerek Tineke Fokkema ve Marjolijn Das’ın ortaklaşa yaptıkları araştırmada, gerek diğer araştırmalarda, göçmenlerin yalnızlıklarıyla ilgili, üzerinde fazla durulmayan bir mesele ise, bu grubun geldikleri ülkelerle ilgili bağları, yarın geri döneceklermiş gibi hareket ederek, yeni bir kimlik geliştirmemeleridir. Bu durum, psikoterapist Murat Can’a göre, “Bir gün Türkiye’ye dönme hayalinden” kaynaklanıyor. Genç kuşaklar da böyle yetiştirildi. Hollandalı Türkler kendilerini hâlâ “misafir işçi” olarak görüyor, Bu nedenle sosyal gelişim konusunda herhangi bir çaba harcamıyorlar (5).
Ortaya çıkan bu veriler, Hollanda toplumunun bir bölümünü oluşturan göçmen topluluklarından Türk ve Fas kökenli yaşlılar için, yalnızlığın, adeta bir göçmen ürünü ya da göçmenliğin ayrılmaz bir parçası olduğu yönünde yorumları beraberinde getirmektedir. Dolayısıyla, yalnızlık Avrupa’daki göçmenler için aynı zaman da bir kimlik sorunu olarak ortaya çıkmaktadır.
Sonuç
Yalnızlık, Hollandalılar arasında her geçen yıl daha da artarak devam ederken, var sayıldığı gibi, yalnızlık sadece yaşlılar arasındaki tecrübeyle sınırlı değil. Özellikle 25 yaş altı gençlerde de duygusal yalnızlık giderek artmaktadır. Göçmen kökenli Hollandalı Türk ve Faslılara gelince, bu gruplar üzerinde yapılan araştırmaların yetersiz olduğu söylenebilir. Sorunlar ve beklentiler bilinmeyince, yalnızlığa çözüm odaklı bir mücadele metodu geliştirmek mümkün değildir. Bu konuda, Hollanda kurum ve kuruluşlarının, Türk ve Faslılara verdikleri yalnızlıkla mücadele hizmeti eksiktir. Lokal bazı girişimler ve organizasyonların yanı sıra, gerek Hollanda profesyonel kuruluşları gerek Türk sivil toplum kuruluşları, bir çok yeni sorun alanının yanı sıra, yalnızlıkla mücadele alanında da ivedilikle örgütlenmelidir. Devletin bu çerçevede sağladığı imkânlar kullanılmalıdır. Bunlara ek olarak, uzun vadede ortaya konulacak, yeni bir kimlik ve gelecek perspektifi ile, içinde yaşanılan ülke şartlarına göre, yenilikçi, inşacı bir yapılanma gerekmektedir. Kimliğin yeniden tanımlanmasıyla yalnızlık sorunu da kısmen bir düzene girecektir. Kendini, yaşadığı ülkeye ait hissetmeyenler mutlaka sosyal ve duygusal yalnızlığı hissetmeye mahkûmdurlar.
Veyis Güngör / Referans Dergisi Sayı 69, yıl 2023.
Kaynakça:
1 – Güngör, V. “Hollanda’da yalnızlık kâbusu…” 22 Kasım 2022, Hollanda Postası, https://www.hollandapostasi.com/yazarlar/veyis-gungor/hollanda-da-yalnizlik-k-busu/70/?fbclid=IwAR2b_YSVcgWah_CsJWS63kYJ6GLpJjSHktct9upizqq-fNVKYJ_YbWAH_ms
2 – KENNIS Over eenzaamheid, initiatief vanMinisterie van Volksgezondheid, Welzijn en Sport, https://www.eentegeneenzaamheid.nl/over-eenzaamheid/over-eenzaamheid/
3 – Nederland is cijfers, Hoe eenzaam voelen we ons?
https://longreads.cbs.nl/nederland-in-cijfers-2020/hoe-eenzaam-voelen-we-ons/#:~:text=Ruim%20een%20kwart%20(26%20procent,Sociale%20samenhang%20%26%20Welzijn%20in%202019.
4 – Fokkema, T. ve Das, M.“Marokkaanse en Turkse migrantenouderen zijn eenzaam ondanks sociale contacten”, 2 juli 2021, DEMOS yıl 37, nr 6 – 27 Haziran 2021.
5 – Özkan, Y. “Hollanda’nın en yalnızı Türkiyeli göçmenler”, 10 Ekim 2013 BBC NEWS TÜRKÇE https://www.bbc.com/turkce/haberler/2013/10/131010_ozkan_yalniz_turk.